Bir çiftin mutlu yaşamı, Abbey'nin hamile kalması ve Dermot'un babalık fikrini düşünmeyecek kadar olgunlaşmamış olması nedeniyle altüst olur. Bu durum, Dermot'un 50'li yaşlarında olmasına rağmen hala daha bir çocuğun sorumluluğunu üstlenmeye hazır olmamasını göstermektedir. Abbey'nin hamile olduğunu öğrenmesiyle, hayatlarındaki denge tamamen değişir ve ikisi de bu durumun getirdiği stres ve sorumlulukla yüzleşmek zorunda kalır. Dermot, kendini bir baba rolüne hazırlamakta zorlanırken; Abbey de hem kendi duygusal durumuyla hem de Dermot'un bu durum karşısındaki tutumuyla baş etmeye çalışır. Bu hamilelik, onların mutlu ve sakin yaşamlarını bir anda karmaşaya dönüştürür. Dermot'un yaşı ilerlemiş olmasına rağmen hala daha çocuk sahibi olma fikrine sıcak bakmaması, ilişkilerindeki dinamikleri ve gelecek planlarını kökünden sarsar. Bu durum, çiftin hayatında bir dönüm noktası haline gelir ve birlikte nasıl ilerleyeceklerini ve bu yeni durumu nasıl kabullenip, hayatlarına nasıl adapte edeceklerini bulmaları gerekmektedir.