1978’li yıllarda İtalya’da yaşayan Vikramaditya, dünya tarafından tanınan ünlü bir el falcısıdır. El falcılığının Einstein’i olarak bilinen aziz Paramahamsa’ın öğrencilerinden biri olan Vikramaditya, romantik aşklara inanmadığı gibi; onlara asla hayatında yer vermez. Ancak günün birinde Vik’amaditya'nın Dr. Prerana’ya beklenmedik bir şekilde aşık olması, her şeyi değiştirecektir. Trende yaşadıkları kısa bir buluşmanın ardından ikili, hikayelerinin burada bitmediğinin farkındadır. Bir gün Anand Rajput isimli hırslı bir politikacının avucunu okuyan Vikramaditya, onun gelecekte bir politikacı olamayacağını söyler. Bunun ardından Rajput’un adamları tarafından kovalanan Vikramaditya, bir kaza geçirir ve Prerana’ın çalıştığı hastaneye kaldırılır. 
Kısa süren bir tedavinin ardından iyileşen Vikramaditya, Prerana’ya çıkma teklifi yerine; kısa süreli bir birliktelik yaşamayı teklifi eder. Bu teklifin ardından kendisini hakarete uğramış gibi hisseden Prerana, kasabayı terk eder. Ancak Prerana’ın peşini bırakmayan Vikramaditya, onu takip eder. Böylece Prerana’ın Vikramaditya’nın teklifini kabul etmtesinin ardından ikili, çıkmaya başlarlar. Ancak Prerana’ın amcası, sebebi bilinmez bir şekilde ondan Vikramaditya’ya karşı derin duygular beslememesini ister. Gün geçtikçe Vikramaditya’nın her şeyi doğru tahmin etmesinden dolayı falcılığa inanmaya başlayan Prerana, ondan kendi falına bakmasını söyler. Prerana’ın el falına bakan Vikramaditya, onun upuzun bir yaşama sahip olacağını söyler. Fakat ikilinin kısa bir süre sonra Prerana’ın kanser olduğunu öğrenmesi, her şeyin bambaşka bir hal almasına neden olur.